Türkiye’nin TCG Anadolu’dan sonra en büyük ikinci gemisi olan TCG Derya’nın yanı sıra istif sınıfı firkateyn TCG İstanbul, lojistik destek gemisi TCG Üsteğmen Arif Emekçi ve silahlı insansız deniz aracı (SİDA) Marlin’in Deniz Kuvvetleri’ne teslimi edildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, TCG Derya’nın uzunluğunun 194.8, genişliğinin 24.4 metre, deplasmanının da 26 bin tondan fazla TCG İstanbul’un boyunun 113.2 metre, deplasmanının 3 bin ton, TCG Üsteğmen Arif Emekçi’nin boyunun 106.5, genişliğinin 16.8 metre, Marlin SİDA’nın uzunluğunun ise yaklaşık 15 metre olduğu belirtildi.
“TCG DERYA, TCG ANADOLU’dan sonraki en büyük gemi”
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: “Teslimatı gerçekleşen her bir gemimizin Deniz Kuvvetlerimizin gücüne daha fazla güç katacağı inancındayız. Denizde ikmal muharebe destek gemimiz TCG Derya, TCG Anadolu’dan sonraki en büyük gemi olma özelliğine sahiptir. TCG Derya’nın hizmete girmesiyle yüzde birliklerin akaryakıt ve su ikmalleri süratle yapılacak, muharip unsurların akaryakıt bütünleme ve su ihtiyaçları harekat alanına yakın bölgelerde rahatlıkla karşılanacaktır.
Bilindiği gibi MİLGEM projesinin beşinci gemisi olan TCG İstanbul, Türkiye’nin yerli imkanlarla ürettiği ilk milli firkateyndir. Bu gemimize farklı radar, yakın hava savunma ve elektronik harp sistemlerimizi kendi imkanlarımızla geliştirerek entegre ettik. TCG İstanbul’a entegre edilen sistemlerden biri de milli dikey lançer atım sistemidir.
“TCG ÜSTEĞMEN ARİF EKMEKÇİ muharip unsurların akaryakıt, tatlı su ve yiyecek ihtiyaçlarını temin edecek”
Bugün hizmete verdiğimiz lojistik destek gemimiz TCG Üsteğmen Arif Ekmekçi, muharip unsurların akaryakıt, tatlı su ve yiyecek ihtiyaçlarını temin edecektir. Teslimatı yapılan gemilerimizin donanmamıza ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hayırlı olmasını diliyorum.
TCG ÜSTEĞMEN ARİF EKMEKÇİ
Türkiye Yüzyılı’na armağan TCG Üsteğmen Arif Ekmekçi, Türk Deniz Kuvvetleri’nin ikmal ve lojistik kabiliyetine önemli katkılar vermek için donanmamızda yerini alıyor.
Lojistik Destek Gemisi Projesi, Türk Deniz Kuvvetleri’nin ikmal ve lojistik kabiliyetlerini arttırmak amacıyla başlatılmıştır. 106,51 metre boya, 16,80 metre genişlikte olan gemiler, 82 kişilik mürettebat kapasitesine sahiptir. Gemilerde, 15 tonluk genel maksat helikopterinin iniş ve ikmal yapmasına olanak sağlayan bir helikopter platformu bulunmaktadır.
12+ deniz mili sürate ve 9500 deniz mili seyir siasına sahip olan gemilerde 2 adet 12,7 mm ASELSAN STAMP silah sistemi bulunmaktadır. 18 ton kaldırma kapasiteli vincin bulunduğu gemiler; 8 adet konteyner, 631 ton içme suyu, 336 ton JP-5 helikopter yakıtı ve 4.036 ton F-76 yakıtı taşıma kapasitesine sahiptir.
“MARLİN SİDA, dosta güven düşmana korku verecek”
Bugün sadece gemilerimizin teslimatıyla yetinmiyoruz. Aynı zamanda dünyada elektronik harp kabiliyetine sahip ilk insansız su üstü aracımızı da donanmamıza teslim ediyoruz. Otonom su üstü deniz aracımız Marlin SİDA, istihbarat, keşif ve gözetleme, su üstü harbi, elektronik destek ve elektronik taarruz görevlerini insansız ve tam otonom olarak icra edecektir. Marlin SİDA, sahip olduğu üstün teknik özelliklerle denizlerdeki hakimiyetimizi destekleyecek, dosta güven, düşmana korku verecektir. Marlin SİDA’nın da Deniz Kuvvetlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
MARLİN S-İDA
En zorlu koşullarda görev yapabilen MARLİN S-İDA, Dünyada elektronik harp kabiliyetine sahip ilk ve tek insansız deniz aracı. Mavi Vatan’ın korunmasında önemli bir yer tutacak.
Amfibi gemiler ile üs ve limanlardan göreve başlayabilen MARLIN, 15 metre boyunda alüminyum gövde tasarımına sahip 36 knot’lık hıza ulaşabilen, 5 şiddetindeki deniz durumunda dahi manevra ve görev yapabilen yeni nesil otonom bir su üstü deniz platformu olarak öne çıkıyor. İsmini açık denizlerde çok süratli ilerleyebilen bir balık türünden alan MARLIN, üstün teknolojisi ve taşıdığı faydalı yüklerle benzerlerinden ayrışıyor.
MARLİN İnsanız Deniz Aracı, su üstü harbi ve elektronik harp görevlerini icra etmek üzere geliştirilmiş, modüler tasarımı sayesinde üzerine entegre edilebilecek farklı faydalı yük konfigürasyonları ile keşif/gözetleme, su üstü harbi, elektronik harp, üs/liman/kritik gemi-tesis güvenliği ve amfibi harekât gibi farklı görevleri de icra edebilmektedir.
* Otonom Seyir
* Yüksek Manevra Kabiliyeti
* Aktif Stabilizasyon Sistemi
* Dinamik Konumlama Sistemi
* Su Üstü & Elektronik Harp Kabiliyeti
“Önümüzdeki dönemde yeni başarılara imza atacağımıza yürekten inanıyorum”
Göğsümüzü kabartan bu başarılı projelerin sırrı, kurumlarımız arasında giderek gelişen yakın iş birliği ve koordinasyondur. Savunma Sanayii Başkanlığımız öncülüğünde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız, askeri ve özel tersanelerimiz, ilgili devlet kurumlarımız, üniversitelerimiz, özel sektör ve KOBİ’lerimiz ahenkli bir şekilde çalışıyor. Kurumlar arası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe de bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor. Önümüzdeki dönemde bu koordinasyonu çok daha ileriye taşıyarak yeni başarılara imza atacağımıza yürekten inanıyorum.
“Projelerimizle yüzde 80’e varan yerlilik oranına ulaştık”
Bu çalışmalarımızı Barbaros Hayrettin Paşa’nın ‘denizlere hakim olan, cihana hakim olur’ sözünü şiar edinerek yürütüyoruz. Bu anlayışla Mavi Vatan’ın güvenliğini temin için birçok projeyi hayata geçirdik. Projelerimizde yüzde 80’e varan yerlilik oranına ulaştık. Gemilerin sadece inşasını, kaba işçiliğini yapmakla kalmıyoruz. İnşa edilen tüm gemilerde ihtiyaç duyulan sensör, faydalı yük, silah ve mühimmatı da yerli ve milli olarak üretebiliyoruz.
Bu çerçevede çok maksatlı amfibi hücum gemisi, denizde ikmal muharebe destek gemisi, Barbaros sınıfı fırkateyn modernizasyonu, istif sınıfı fırkateyn ve lojistik destek gemisi, yeni tip denizaltı, Preveze sınıfı denizaltı modernizasyonu, Türk tipi hücumbot tasarımı, insansız deniz araçları, tüm bunlar Türk savunma sanayiinin yakın dönemde hayata geçirdiği gurur abidesi olan projelerimizden birkaçıdır. Bu projeler, savunma sanayii hedeflerimizin de tek tek gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor.
TCG DERYA
TCG Derya ile yüzer birliklerin, akaryakıt ve su ikmallerini denizde ikmal yöntemiyle süratli şekilde yapmak, gemilerde bulunan insanlı ve insansız su üstü ve su altı araçların, helikopterlerin ve insansız hava araçlarının belirli seviyede bakım ve onarımlarının yapılması amaçlanmaktadır. TCG Derya TCG AnadolU’dan sonra donanmanın en büyük ikinci gemisi oldu.
TCG Derya’nın havadan gelen tehditlere karşı korunması için ASELSAN Gökdeniz kullanılacaktır.
Uzunluk: 199,8 m
Genişlik: 24,4 metre
Deplasman: 26,000 ton
Maksimum Hız: 24 knot
Seyir Menzili: 4500 deniz mili
Ana Tahrik Sistemi: 2 adet GE üretimi LM-2500 gaz türbin motoru
Radar: ASELSAN MAR-D
Denizde Kalış Süresi: 30 gün
Mürettebat: 326 kişi
Hava Savunma: 2 adet ASELSAN 35mm Gökdeniz CIWS, 2 adet ASELSAN 25mm STOP
Helikopter: 1 Helikopter hangarda, 1 helikopter pistte
TCG İSTANBUL
Ülkemize uygulanan ambargolar neticesinde, Türk mühendislerince yerli ve milli imkânlarla üretilen ilk fırkateyn TCG İstanbul, sahip olduğu kabiliyetler ve tam donanımlı yüksek teknolojisiyle donanmamıza güç katmaya geliyor.
Türk mühendisleri tarafından dizayn edilen ilk Türk fırkateyni olma özelliğini taşıyan TCG İSTANBUL (F-515), yapısı itibarıyla ADA sınıfı korvetlerden farklı bir yere sahiptir. Üzerinde taşıdığı silah elektronik sistemlerinde de büyük oranda yerli üretim sistemlerin kullanılması nedeniyle bu alanda önemli bir ivmenin adresi olacaktır.
MİLGEM İ Sınıfı’nın ilk gemisi İstanbul Fırkateyni’nde, hedeflenen yerlilik oranı olan yüzde 75’in üzerine çıkılarak, bu seviye yüzde 80’e ulaşmıştır. Bu haliyle TCG İSTANBUL, Türkiye’nin en yüksek yerlilik oranına sahip savaş gemisidir.
MİLGEM projesi için bir araya getirilmiş olan yerli üretici ve tedarikçi konumundaki taraflar, sözleşme genelinde 3’te 2’lik bir hacme sahiptir. İ Sınıfı Fırkateyn projesi kapsamında, 150’den fazla sistem için 80 civarı alt yüklenici firma bir araya gelirken toplama bakıldığında 220 farklı firmanın katılım gösterdiği görülmektedir.
İ Sınıfı Fırkateyn özellikleri; denizaltı ve su üstü harbi, hava savunma, ileri karakol faaliyetlerinin icrası, keşif, gözetleme, hedef tespit, teşhis, tanıma ve erken ihbar olarak tanımlanmaktadır. Milli Fırkateyn’in boyu, silah sistemlerinde yapılan donanım değişikliği ve ilaveler nedeniyle 10 metre uzatılmıştır ve gemide genel olarak yapısal değişikliklere gidilmiştir.
MİLGEM projesi kapsamında üretilen yerli ve milli gemi TCG İSTANBUL (F-515) Fırkateyni, 113 metre boya, 14,4 metre genişliğe sahiptir. TCG İSTANBUL (F-515) ve diğer İ sınıfı fırkateynlerin Ada sınıfı korvetlerden farkı ise hava güdümlü mermi bulundurma ve fırlatabilme kabiliyeti olacaktır.
Milli fırkateyn yüksek yerlilik oranına sahip milli bir elektronik harp sistemi ve yeni nesil milli savaş yönetim sistemini bünyesinde barındırmaktadır. Ayrıca geliştirilmiş silah, radar ve sensörler, muhabere ve seyir sistemleri ile hizmet verecektir.
İstanbul Fırkateyni; ATMACA Seyir Füzesi, MİDLAS Dikey Atım Lançer Sistemi, Gökdeniz Yakın Hava Savunma Sistemi, Cenk-S AESA Radarı, ADVENT Savaş Yönetim Sistemi gibi ileri ve milli çözümlere sahiptir.
Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde, STM ana yükleniciliğinde, İstanbul Tersane Komutanlığı’nda inşa edilen geminin; inşa malzemelerinin tedariki, tasarım dokümanları ve işçilik resimlerinin hazırlanması STM’nin başlıca görevleri arasındadır. Öte yandan tüm silah elektronik ve ana tahrik sistemi dahil olmak üzere platform sistemlerinin tedariki, gemiye test ve entegrasyon süreçlerinin sorumlulukları ile bütünleşik lojistik destek işlemleri de STM tarafından yürütülmüştür.
Bakan Güler’den milli sistemlere övgü
Öte yandan törende Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de bir konuşma gerçekleştirdi. Bakan Güler, yerli ve milli silah sistemlerinde övgüyle bahsetti. Bakan Güler, ürünlerinde dünyada değer gördüğünü dile getirdi.
Bugün Mavi Vatan’a 4 yeni nefer katıldı. Yalova’nın Altınova ilçesi Sefine Tersanesi’nde düzenlenen törenle 3 adet gemi ile 1 insansız deniz aracı donanmaya teslim edildi.
Milli Savunma Bakanı Güler, ‘Mavi Vatana Güç: Yeni Deniz Platformları Teslimat Töreni’nde yaptığı konuşmada yerli savunma sanayi ürünlerine övgüde bulundu. Bakan Güler, ‘Milli sistemlerimiz dünya genelinde değer görüyor.’ dedi.
Bakan Güler açıklamasında şunları kaydetti;
Güler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Yalova Sefine Tersanesi’nde gerçekleştirilen “Mavi Vatan’da Güç: Yeni Deniz Platformları Teslimat Töreni”nde, yerli ve milli savunma sanayinin üstün seviyeyi ortaya koyan yeni gemileri ve insansız deniz aracının hizmete girmesinden gurur ve heyecan duyduğunu söyledi.
Bakan Güler, gemilerin ve insansız deniz aracının Türkiye’ye, asil millete ve silahlı kuvvetlere hayırlı uğurlu olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın stratejik vizyonu, öngörüleri ve destekleriyle bugünün ilk saatlerinde Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemesinin yeni bir adımına hep birlikte büyük gurur ve heyecanla şahitlik ettiklerini vurgulayan Güler, “İlk kez bir Türk vatandaşımız, Hava Kuvvetlerimizin seçkin bir personeli olan Albay Alper Gezeravcı, uzay bilim misyonumuz çerçevesinde uzay yolculuğuna çıktı. Bu yolculuk, Türkiye Yüzyılı’nda gerçekleştireceğimiz uzay çalışmaları için kıymetli ve tarihi bir adım olmuştur. Bu vesileyle Albay Alper Gezeravcı’ya ve onu takip edecek ufku geniş Türk gençlerine başarılar diliyor, onların asil milletimizin umudu olarak ülkemizi çok daha ilerilere taşıyacaklarına yürekten inanıyorum.” diye konuştu.
Güler, Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayinde önemli atılımlar gerçekleştirdiğine dikkati çekerek, bunun arkasındaki temel etkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde ortaya konulan güçlü siyasi irade ve savunma sanayine sağlanan destek olduğunu dile getirdi.
“Ülkemiz küresel bir aktör haline dönüşmüştür”
Her alanda tam bağımsız Türkiye hedefiyle çıktıkları bu yolda, Türkiye’nin yerli ve milli kaynaklarını kullanarak başlattığı teknoloji hamlesiyle başta savunma sanayi olmak üzere birçok platformda kendi kendine yeter bir konuma ulaştığını vurgulayan Güler, “Nitekim yerli ve milli silah sistemlerimizle teçhiz edilen şanlı ordumuz geniş bir coğrafyada aktif roller üstlenirken ülkemiz de müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi olarak uluslararası alandaki etkisini artırmış, küresel bir aktör haline dönüşmüştür. Ayrıca bugün kendi imkanlarımızla tasarlayıp ürettiğimiz ve sahada kendini kanıtlayan sistemlerimizin uluslararası ortamda da kabul görmesi ve her geçen gün marka değerini artırması gurur vericidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Güler, bu yüksek seviyeye ulaşılmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın engin vizyonunun belirleyici bir faktör olduğunu anlattı.
Savunma sanayisinin katkısının, şanlı ordunun özellikle terörle mücadelede yurt içi ve sınır ötesinde elde ettiği başarılarda açıkça görüldüğüne işaret eden Güler, şöyle konuştu:
“Personelimizin kahramanlığı ve savunma sanayimizin sağladığı teknolojik kabiliyetlerin bir araya gelmesiyle kahraman ordumuz harekat sahasında büyük bir üstünlük sağlamış ve terör örgütünün hareket kabiliyetini bitme noktasına getirmiştir. Mehmetçiğin karşısında aciz kalan ve çaresizliğe mahkum olan alçak teröristler son çırpınışlarını vermektedirler ancak teröre karşı sürdürdüğümüz amansız mücadelemizde maalesef şehitlerimiz de oluyor. Acımız büyük olsa da evlatlarımızın intikamını almak için kudretimiz daha büyük, irademiz ve kararlılığımız ise tamdır. Bu vesileyle hain terör örgütünün son saldırılarında şehit olan silah arkadaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, kederli ailelerine ve asil milletimize başsağlığı diliyorum.”
“Şanlı donanmamıza önemli katkılar sağlayacaktır”
Güler, kutsal vatan topraklarını ve sınırları teröristlerden korumaya çalışırken mavi ve gök vatandaki hak ve menfaatleri en iyi şekilde muhafaza etmek için faaliyetlerini aralıksız sürdürdüklerini belirtti.
Deniz ve hava güçlerini daha da kuvvetlendirmek için büyük gayret sarf ettiklerini aktaran Güler, şunları kaydetti:
“Bugün de şahit olduğumuz üzere üstün gayretlerimizin neticelerini de birer birer alıyoruz. Hizmete giren gemilerimiz ve insansız deniz aracımız, askeri ve sivil tersanelerimizin omuz omuza çalışarak ortaya koyduğu başarının en güzel örnekleridir. Bu gemilerimizle, Deniz Kuvvetlerimizin harekat kabiliyeti ve etkinliği daha da artacaktır. Aynı şekilde operasyonlarda yoğun şekilde kullandığımız insansız hava araçlarımız gibi Marlin insansız deniz aracımız da şanlı donanmamıza önemli katkılar sağlayacaktır.
Savunma sanayi alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin istikballerine güvenle bakabilmeleri de mümkün değildir. Bu doğrultuda sürekli daha ileri gitmek ve sürekli daha gelişmişini üretmek mecburiyetindeyiz. Elde edeceğimiz her başarıyı bir sonraki büyük ve güçlü adımın öncüsü olarak görüyoruz. Çok iyi biliyoruz ki başarı bir yolculuktur, bir barış noktası değildir. Cumhuriyetimizin ikinci asrına başladığımız bu kutlu yolculukta zatıalilerinin liderliğinde ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda ecdadımıza yakışır yeni başarıları tarihimizin altın sayfalarına yazdırmak en büyük hedefimizdir. Bu anlayışla Milli Savunma Bakanlığı olarak yerli ve milli sanayimizin geliştirilmesi dahil ülkemizin ve asil milletimizin bekası için gece gündüz demeden çalışmaya, daha büyük, daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz.”
Bakan Güler, gemilerin üretiminde emeği geçen İstanbul Tersanesi Komutanlığı ve Sefine Tersanesi’nin çalışanlarına teşekkür ederek, “Bu vesileyle tüm şehitlerimizi ve ebediyete intihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca 34 yıl önce 20 Ocak’ta hür ve müstakil Azerbaycan için Bakü’de barışçıl bir şekilde gösteri yaparken acımasızca katledilerek şehadet makamına ulaşan can kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum.” ifadesini kullandı.